Nasıl başa çıkmalı / tepki vermeliyim?
Four arms with different skin tones grabbing each other

Almanya'da ayrımcılık yasaktır. Buna rağmen birçok insan maalesef bu durumdan etkileniyor. İster kalacak yer ararken, ister iş yerinde, resmi dairelerde, okullarda, doktor muayenehanelerinde olsun ayrımcılık yaşanıyor. Ya da bir parkta eğlenirken veya polis tarafından. Ayrımcılık hayatın her alanında yaşanabilir. Engelli olduğum için mi kulübe alınmıyorum? Başörtüsü taktığım için mi işe alınmadım? Çocuklarım Almanca’yı iyi konuşamadıkları için mi okulda diğerlerine göre daha kötü muamele görüyorlar? Polis beni şehirlerarası otobüste sadece farklı bir ten rengine sahip olduğum için mi kontrol ediyor? Trans* olduğum için mi taksi şoförü beni aracına almayı reddediyor? Bu gibi deneyimler kişide öfke, güçsüzlük ve çaresizlik hissine yol açar. Bu tür ayrımcılıklar sosyal birlikteliğe de zarar verir. 

Ancak, ayrımcılığı kabul etmek zorunda değilsiniz. Buna karşı kendinizi savunma hakkına sahipsiniz. Almanya'daki tüm insanlar bu hakka sahiptir. Geldikleri ülkenin ya da Almanya’da sahip oldukları oturum iznine bakılmaksızın herkes bu hakka sahiptir. Bu hak Alman Anayasasında insan haklarından biri olarak düzenlenmiştir. Ayrımcılığa karşı hak ayrıca Genel Eşit Muamele Yasası'nda (AGG) da düzenlenmiştir. Ayrımcılığa karşı yasal yollara mahkemeye başvurabilirsiniz. Bu sizin için bazı durumlarda faydalı olabilir.

Bilmem Gerekenler
Ayrımcılık nedir?

Bir kişi belirli özellikleri nedeniyle veya belirli bir gruba ait oluşu veya dışarıdan öyle algılanması nedeniyle dezavantajlı duruma düşürülüyor, marjinalleştiriliyor, değersizleştiriliyor veya taciz ediliyorsa, bu ayrımcılıktır. Bu aynı zamanda “gruba bağlı insan düşmanlığı” olarak da bilinir. Birçok insan kökenleri, dilleri, cinsel kimlikleri, cinsel yönelimleri, dinleri, bedenleri, engellilikleri, kronik hastalıkları, yaşları vs. nedeniyle ayrımcılığa uğramaktadır. 

Ayrımcılık önyargılara, uydurma kavramlara ve yanlış düşünce kalıplarına dayanır. Örneğin, bir kişi “ırkı” nedeniyle ayrımcılığa uğradığında durum böyledir. Oysa insanlar arasında farklı ırklar yoktur. Buna rağmen bazı insanlar farklı “ırklar” olduğunu ve bunların farklı değerlere sahip olduğunu iddia etmektedir. Bu nedenle ırkçıdırlar ve diğer insanlara karşı ırkçı bir şekilde ayrımcılık yaparlar. 

Bir kişinin çeşitli özellikleri nedeniyle ayrımcılığa uğradığı da olur. Örneğin, yabancı bir ismim olduğu için ve lezbiyen olduğum için ayrımcılığa uğrayabilirim. Bu çoklu ayrımcılıktır. Ancak, genç bir göçmen erkek olduğum için kulübe alınmazsam, bu kesişimsel ayrımcılık olur. Bu durumda birkaç özelliğin birleşimi nedeniyle ayrımcılığa uğramış olurum. İltica ve göç geçmişi olan kişiler ile BIPoC'ler (İngilizce Black, Indigenous, Person of Colour terimlerinin kısaltması) genellikle çoklu ayrımcılık ve kesişimsel ayrımcılıktan etkilenmektedir. Ayrımcılığın çeşitli biçimleri vardır, biz burada sadece küçük bir seçkiye değineceğiz.

Ayrımcılığın sosyal sonuçları da vardır. Sonuç olarak ortaya çıkan önyargılar, yanlış bilgiler ve korkular toplumda düşmanca bir bölünmeye yol açabilir. Bir grup, “diğer” insanlara kendi gruplarına zıt olan olumsuz özellikler atfeder. Bilimde bu olgu “ötekileştirme” olarak adlandırılır.

Ayrıca “Ayrımcılıktan kimler etkilenir?” veya “Ayrımcılığa karşı durmak neden önemlidir?” başlıkları altında bu hususta daha fazla bilgi bulabilirsiniz.

Dilsel ayrımcılık nedir? Ve sosyal medyada nefret söylemine karşı ne yapabilirim?

Bazı insanlar, medya, devlet memurları ve politikacılar diğer insanlara karşı ayrımcılık yapmak için belli kelimeleri kullandıklarında, buna “dilsel ayrımcılık” denir. Dilsel ayrımcılık gerçek ayrımcılığı onaylar ve pekiştirir: bir grup, olumsuz kelimeler ve çağrışımlarla etiketlendiğinde veya dil kullanımında göz ardı edildiğinde, bu onların diğerlerinden daha az değerli olduklarını gösterir. Dolayısıyla dil, insanlıktan çıkarmanın ilk adımı ve işaretidir. 

İşte dil yoluyla ayrımcılığa dair bazı örnekler:

  • Dilde ırkçılık

Örneğin Almanya'da Sinti ve Romanlardan “çingene” olarak bahsetmek doğru değildir. Çünkü bu terim ırksallaştırılmış bir düşman stereotipidir. Medya iltica konusunda haber yaparken ve “mülteci krizinden”, “sığınmacı akınından” ya da “ekonomik mültecilerden” bahsederken bile, sürekli olarak toplum için olumsuz, aşılamaz felaket ve tehlike imajları yaratmaktadır. Bu şekilde, bir grup insan (sığınmacılar) ve bu gruptaki her bir kişi insanlıktan çıkarılmakta ve ırk ayrımcılığına maruz bırakılmaktadır. 

  • Nefret söylemi - sosyal medyada ayrımcılık

Sosyal medya genellikle nefret yorumları ve dezenformasyonla doludur. Ayrımcılık yasağı internet ortamında da geçerlidir. Birçok durumda, nefret yorumları kanunen cezalandırılabilir. Örneğin, hakaret, tehdit veya nefrete teşvik “suç” olarak kabul edilir. 

Ne yapabilirim?

Suç duyurusunda bulunun:

Yerel polise veya internet üzerinden (isimsiz olarak da) şikayette bulunabilirsiniz. 

Önemli: Kanıt toplayın! Ekran görüntüleri alın. Bu deliller URL'yi, saati, tarihi, kullanıcı adını veya kullanıcı kimliğini göstermelidir. Ayrıca tam URL adresinin fotoğrafını çekmek için failin profilini açmalısınız.

Karşı söylem:

Karşı söylem, nefret söylemine karşı aktif karşı söylem ve argümantasyon anlamına gelir ve çok önemlidir. Çünkü kimse bir şey söylemediği takdirde nefret zamanla normalleşir. Aynı zamanda böylece diğer etkilenenlerle dayanışmış da olursunuz. Böylece sizin yazdıklarınızı sessizce okuyan insanlara olumlu bir şekilde ulaşmış olursunuz. Bu tür ırkçı söylemlere mizahla karşılık vermek de iyi bir seçenektir. Ayrıca argümanlardaki zayıflıkları da gösterebilirsiniz.

Görmezden gelin:

Kendinizi korumak için, bireysel durumlarda nefret söylemini görmezden gelmek mantıklı olabilir. Çünkü nefret söylemi, etkilenenlere fiziksel ve psikolojik zarar verebilecek bir şiddet biçimidir. 

Rapor edin:

Sosyal ağlardaki nefret söylemini bildirebilirsiniz. Sosyal ağlar açıkça yasadışı olan nefret yorumlarını 24 saat içinde silmek zorundadır. Moderatörler de yorumların kalitesini kontrol edebilir ve paylaşımı denetleyebilir.

- Cinsiyete uygun dil

Cinsiyet eşitliğine dayalı dil fikri de tüm insanlara eşit saygı göstermek ve ayrımcılığa karşı koymak amacıyla geliştirilmiştir. Türkçe’de genelde olmasa da, birçok dilde bazı kelimeler feminen ve maskulin olarak ayrılmıştır. Eğer sadece erkekleri içeren bir dil kullanıyorsanız “genel eril” bir dil kullanıyorsunuzdur. Pek çok kişi bu şekilde bir eril dil kullanımını eleştirmektedir. Bunun nedeni dilin ataerkil gelişimini desteklemesidir. Diğer tüm cinsiyetleri görünmez kılar. Cinsiyete uygun dil kullanmak zorunlu değil gönüllüdür ve dil aracılığıyla tüm insanlara eşit davranmayı amaçlar. Bu fikir Almanya'da tartışmalara yol açmış, bazı federal eyaletler kısıtlamalar ve cinsiyet yasakları getirmiştir; örneğin, 1 Nisan 2024 tarihinden itibaren Bavyera'daki resmi dairelerde ve okullarda cinsiyet belirten dil resmi olarak kullanılamayacaktır. Saksonya ve Saksonya-Anhalt'ta da benzer yasaklar bulunuyor.

- Sade dil ve çok dillilik

Dil alanındaki ayrımcılık da dil engelleri ile karakterize edilebilir. Bu durum, örneğin bilginin toplumdaki herkes için erişilebilir olmadığı durumlarda söz konusudur. Çeşitli nedenlerle farklı dil becerilerine sahip olan kişiler, örneğin anadillerini konuşmuyorlarsa, burada genellikle dezavantajlı duruma düşerler.

Bu alandaki olumlu gelişmeler “sade dil” (Leichten Sprache) kavramı, işaret dili veya Braille alfabesi kullanımı gibi örneklerde görülebilir.

Ayrımcılıktan kimler etkilenir?

Irk temelinde veya etnik köken, cinsiyet, din veya inanç, engellilik, yaş veya cinsel kimlik nedeniyle dezavantajlı olan kişiler ayrımcılıktan etkilenir. Bu durum Genel Eşit Muamele Yasası'nda (AGG) belirtilmiştir. “Hangi yasa beni ayrımcılığa karşı koruyor?” başlığı altında bu konuda daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Engelli bireyler, Engelli Bireyler için İltica ve Oturum, Almanya’da LGBTİ+ Hakları, LGBTİ+ Bireyler için İltica ve Oturum İzni veya Almanya’da Kadın Hakları bölümlerimizde, sıklıkla ayrımcılığa uğrayan bazı gruplar hakkında bilgi bulabilirsiniz.

Lütfen unutmayın: Bu seçim kapsamlı değildir. Diğer birçok insan ayrımcılıktan etkilenmektedir. Ayrımcılık, insanlar toplumdaki çoğu insanın normal kabul ettiğinden farklı olduğunda ortaya çıkar. Örneğin Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi'nin web sitesinde Almanca, İngilizce, Arapça ve işaret dilinde bu konuda genel bilgiye ulaşabilirsiniz.

Eşitsiz muamele hangi durumlarda mümkündür?

Bazı durumlarda, farklı muameleye izin verilir. Örneğin, bir yasanın dezavantajları telafi etmek için belirli insan gruplarını kayırması durumunda durum böyledir. Mesela Almanya'da kadınlar işgücü piyasasında dezavantajlı olduğu için, bir işverenin kadınları işe alma konusunda tercih yapmasına izin verilebilir. Farklı muameleye, örneğin bunun için nesnel bir neden varsa da izin verilir. Örneğin iş için Almanca gerekliyse, bu nedenle bir dil testi gerekebilir. 

Ayrımcılığa mı maruz kalıyorum?

Bazen karşı karşıya olduğunuz şeyin aslında ayrımcılık olup olmadığını tam olarak bilemeyebilirsiniz. Olay anında duruma şahit olan kişiler yaşadığınızın ayrımcılık içerdiğini düşünmezlerse, siz de şüphe duyabilirsiniz. Böyle bir durumda danışmanlık olmak yararınıza olacaktır. Danışma merkezlerinde hizmet veren personel, deneyiminizi ciddiye alır ve yaşadığınız durumun yasal olarak ayrımcılık olarak kabul edilip edilmediğini size söyleyebilir. Ayrıca sizi yasal olarak yapabilecekleriniz hakkında bilgilendirir. Yaşadığınız deneyim yasal olarak ayrımcılık olarak sınıflandırılmamış olsa bile, danışma merkezine gitmek sizin çıkarınıza olacaktır. Çalışanlar, yaşadıklarınızla başa çıkmanızda size destek verebilir ve gelecekte benzer bir durumla karşılaşmanız durumunda stratejiler geliştirmenize yardımcı olabilir. Danışma merkezlerini nerede bulacağınızı öğrenmek için "Nereden yardım ve destek alabilirim?" başlığına bakabilirsiniz.

Beni ayrımcılıktan koruyan yasalar var mı?

Genel Eşit Muamele Yasası ("Allgemeine Gleichbehandlungsgesetz" veya AGG), ayrımcılığın ortadan kaldırılması söz konusu olduğunda özellikle önem kazanır. 2006 yılından beri varlığını sürdürmekte olan AGG, işyerinde ve örneğin ticari işlemlerde ve sözleşmelerde kendinizi ayrımcılığa karşı savunmak için başvurmanız gereken en önemli Alman hukuk organıdır. Genel Eşit Muamele Yasası, insanları işverenlerine ve ev sahiplerine karşı, köken, cinsiyet, din, yaş, cinsel yönelim, bedensel veya zihinsel engel vb. nedenlerle uğrayabilecekleri ayrımcılığa karşı korur. Mahkeme ayrımcılığa ikna olduğu takdirde, failleri tazminat ödemeye mahkûm edebilir. Ayrımcılığı yasaklayan başka kanunlar da vardır. Örneğin Anayasa: Alman Anayasası'nın 1. maddesi şöyle der: "İnsanın onur ve haysiyeti dokunulmazdır.” Bu, her insanın eşit değerde olduğu anlamına gelir. Anayasanın 3. maddesi, nereden geldiklerine veya Almanya'da hangi oturum statüsüne sahip olduklarına bakılmaksızın tüm insanların yasa önünde eşit olduğunu belirtir.

Ayrımcılığa uğradığımı nasıl kanıtlayabilirim?

Ayrımcılığa uğradıysanız, kendinizi savunma hakkına sahipsinizdir. Destek almak için danışma merkezlerine gidebilirsiniz. Burada ayrıca ayrımcılığa karşı yasal yollara nasıl başvurabileceğinizi ve örneğin nasıl şikayette bulunabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Mahkemeye gittiğinizde kanıta ihtiyacınız olacaktır. Çoğu zaman diğer taraf anlattıklarınızı reddeder. Karşı taraf mahkemede genellikle ayrımcılık yapılmadığını iddia eder, örneğin bir ev sahibi daireyi yabancı bir isme sahip olan bir aileye, yabancı isimlerinden dolayı değil, görüşme sırasında ailenin dostça davranmaması nedeniyle kiralamayı reddettiğini söyleyebilir. Bu yüzden mahkemeyi olanların aslında ayrımcılık olduğuna ikna etmelisiniz. Belli referanslarınızın olması çıkarınıza olacaktır. Örneğin, tanıkların ifadelerini veya e-postaları, ayrımcı eylemi gösteren mektuplar veya fotoğraflar iyi kanıtlar olabilir. "Test" yöntemi de de yardımcı olabilir: "Test" sırasında karşı tarafın, bu durumda ev sahibinin davranışını bir kez daha kontrol edersiniz. Örneğin, ev sahibiyle, aynı ev ilanı için ancak (bu sefer) bir Alman adıyla iletişime geçebilir ve farklı tepki verip vermediklerini kontrol edebilirsiniz. Size önceden dairenin zaten alınmış olduğu söyledilerse, ancak aynı daire için Alman ismiyle daireyi görmek için randevu alırsanız, bu mahkeme için yeterli bir ayrımcılık kanıtı olacaktır.

Lütfen unutmayın: Yasaya göre, bu tür "testleri" yalnızca telefonla veya şahsen yapabilirsiniz. Yazılı başvurular sunarak bunu yapamazsınız. Örneğin bir işe başvururken sahte isimle yazılı olarak başvuru yapmak yasalara aykırıdır ve cezası vardır.

Önemli: Ayrımcı kişi veya kuruluşa karşı yasal işlem başlatmak istiyorsanız, bunu olaydan sonraki 2 ay içinde yapmanız gerekir.

Polis tarafından ayrımcılığa uğrarsam ne yapabilirim?

Polis tarafından da ayrımcılığa uğrayabilirsiniz. Almanya'da polis, göçmen geçmişi olduğunu belirten özellikleri ve koyu ten rengi nedeniyle birini kontrol etmek isterse, bu durum "Irksal Profilleme" kategorisine girer. Bir kişinin sırf ten rengi veya fiziksel özellikleri nedeniyle polisin gözünde şüphe konusu haline gelmesi sebebiyle durdurulması, sorgulanması, aranması ve hatta tutuklanması “Irksal Profillemeye” girer. Polis ayrımcı hakaretler, kötü muamele veya saldırılarda da bulunabilir. Polisin böyle bir muamelesi karşısında, mağdur olan kişi, söz konusu memuru / memurları ihbar edebilir. Polis tarafından böyle bir ayrımcılığa veya şiddete maruz kalan kişiler, danışmanlık ve destek için "Irkçı Polis Şiddeti Mağdurları Kampanyasına" (KOP) başvurabilirler. İletişim bilgileri için "Nereden yardım ve destek alabilirim?" başlığına bakabilirsiniz.

Polis memurları hukukun üstünde değildir. Alman polisinin yapabilecekleri ve yapamayacakları Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve Polis Hukukunda düzenlenmiştir. Bu konuda daha fazla bilgi için “Almanya’da Polisin Görevleri” adlı bölümümüze bakabilirsiniz.

Önemli: Polis memurlarından kimlik kartı isteme ve bilgilerini alma hakkına sahipsiniz. Daha sonra bir şikâyette bulunmak isterseniz bu bilgilere sahip olmanız çok önemlidir. Yoldan geçenlerden durumu gözlemlemelerini istemek her zaman yararlıdır, bu da daha sonra tanığınız olmasını sağlar. Lütfen unutmayın: Olaydan sonraki üç ay içinde suç duyurusunda bulunmalısınız. Bunu doğrudan savcılığa yapabilirsiniz, böylece polise gitmenize gerek kalmaz.

Nereden yardım ve destek alabilirim?

Ayrımcılıkla mücadele danışma merkezleri, Almanya'da ayrımcılığa uğrayan ve tavsiye isteyen herkese destek sunar.

Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesinin web sitesi olan antidiskriminierungsstelle.de adresinde size yakın bir danışma merkezi bulabilirsiniz. 0800 5465465 numaralı telefonu arayarak doğrudan Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesinden de tavsiye alabilirsiniz. Danışma merkezi Pazartesi’den Perşembe gününe kadar 09:00-15:00 saatleri arasında açıktır. Personelle beratung@ads.bund.de adresinden e-posta yoluyla da iletişime geçebilirsiniz. Personel Almanca ve ücretsiz olarak hizmet vermektedir ve görüşmeler istenildiği takdirde gizli tutulur (Arama için yalnızca normal telefon ücretlerini ödemeniz gerekir.) Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi, insanları ayrımcılığa karşı korumakla görevli federal bir makamdır. Doğrudan tavsiye verebilir veya yardıma ihtiyacı olanları bölgelerindeki danışma merkezlerine yönlendirebilirler.

Almanya Ayrımcılıkla Mücadele Derneğinden de yardım isteyebilirsiniz. Ayrımcılıkla Mücadele Derneği, bağımsız danışma merkezleri birliğidir. Ana kuruluş danışmanlık sağlamaz, ancak sizi bölgenizdeki bir danışma merkezine yönlendirecektir.

Alternatif olarak, Yetişkin Göçmenler için Danışmanlık Servisi veya Gençlik Göçmenlik Servisi (JMD) ile de iletişime geçebilirsiniz. Personel genellikle çeşitli dillerde hizmet sunar ve Almanya'daki yaşamla ilgili her türlü konuda size yardımcı olabilir. Yetişkinler için Göç Danışmanlığı alabileceğiniz yerleri bamf.de adresinde bulabilirsiniz. Jugendmigrationsdienste.de adresinde ise yakınınızdaki Gençlik Göç Merkezlerini bulabilirsiniz.

Hangi merkezler ne tür ayrımcılık konusunda yardımcı olur?

Başvurabileceğiniz bazı danışma merkezleri aşağıdaki gibidir: 

Ayrımcılıkla mücadele danışma merkezi beni nasıl destekleyebilir?

Ayrımcılıkla mücadele danışma merkezinde hizmet veren personel, ayrımcılığa karşı nasıl önlem alabileceğiniz konusunda size bilgi verecektir. Ayrıca örneğin delil ve bilgi toplamak, şikayet mektupları yazmak veya arabuluculuk görüşmeleri sırasında size eşlik etmek gibi bazı durumlarda çalışanlar haklarınızı savunmanızda size destek olabilir. Ayrımcı kişi veya kuruluşa karşı yasal işlem yapmak istiyorsanız iyi avukatlar bulmanız için size yardımcı olurlar. Ayrımcılık karşıtı danışmanlık ücretsizdir.

Böyle bir durumda devletin ve toplumun görevleri nelerdir?

Almanya demokratik anayasal bir devlettir. Herkese eşit davranılmasını sağlamak devletin görevidir. Bu hem toplum hem de devlet kurumları için geçerlidir. Tüm insanlar birbirine saygılı davranmalı ve önyargılardan uzak durmalıdır. Bu nedenle Almanya'da ayrımcılık yasaktır. Araştırmalar azınlıklara mensup kişilerin önyargı ve ayrımcılığa maruz kalma olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu da çoğu zaman bu insanların yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor. Dayanışma göstermek tüm toplumun görevidir. Alman Anayasası'nın 1. maddesi şöyle der: "İnsanın onur ve haysiyeti dokunulmazdır.” Bu, her insanın eşit değerde olduğu anlamına gelir.  Genç, yaşlı, fakir, zengin, Alman vatandaşı olsun ya da olmasın, hangi dine sahip olursa olsun, hangi kökene sahip olursa olsun, hangi dış niteliklere sahip olursa olsun her insanın onuru korunmalıdır. Bu her insan için geçerlidir. Daha fazla bilgiyi “Ayrımcılığa karşı durmak neden önemlidir?” başlığı altında ve Anayasa bölümümüzde bulabilirsiniz.

Lütfen unutmayın: Azınlık, siyaset ve sosyolojide kullanılan bir terimdir. Bir toplumdaki daha küçük bir insan grubunu ifade eder. Bu, bu grupta diğer gruplara göre daha az insan olduğu anlamına gelir. Toplumda farklı özelliklerle ayırt edilen farklı gruplar vardır. Bunlar örneğin sosyal, siyasi, dini veya etnik farklılıkları içerir. Federal Yurttaşlık Eğitimi Ajansı (BpB) bu ve diğer terimlerin açıklamalarını Almanca, İngilizce ve işaret dilinde sunmaktadır.

Ayrımcılığa karşı durmak neden önemlidir?

Ayrımcılığın demokrasiyi zayıflattığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bir demokraside tüm insanlar özgürce yaşamalı ve aynı zamanda birbirlerinin özgürlüğüne saygı duymalıdır. 

Ancak bazen insanlar, toplumda düşmanca bir bölünmeye yol açan önyargılara, yanlış bilgilere ve korkulara sahipolabilir. “Diğer” insanlara kendi gruplarına zıt olan olumsuz özellikler atfedilir. Bu olgu bilimde “ötekileştirme” olarak bilinir. Özellikle sosyal azınlıkları veya dezavantajlı grupları etkiler. Örneğin, ırkçılığın çeşitli biçimleri, Müslüman karşıtı ırkçılık, anti-Semitizm (Yahudilere yönelik düşmanlık), beyaz olmayan insanlara yönelik ayrımcılık, antiziganizm (özellikle Sinti ve Romanlara yönelik düşmanlık) ve daha birçokları. Bu gruplara yönelik düşmanlık sadece örneğin radikal sağcı, sağcı popülist veya aşırı grupların açık ayrımcılık ve saldırılarında değil, aynı zamanda nüfusun geniş kesimlerinde de mevcuttur. Bu durum bilimsel çalışmalar ve raporlar tarafından da teyit edilmektedir. Müslümanlara yönelik düşmanlık ile antisemitizm arasında, özellikle de aşırı sağcıların ideolojilerinde açık bağlantılar bulunmaktadır. Almanya'da pek çok kişi ayrımcılığa karşı kampanyalar yürütmektedir. Toplumsal çeşitliliğin ve eşit hakların desteklenmesine yönelik akademik ve siyasi bir tartışma da yürütülmektedir. Bu konuda bilgiler Almanca olarak, örneğin 'Müslüman Düşmanlığı Bağımsız Uzman Grubu', 'Antisemitizme Karşı ve Yahudi Yaşamı için Ulusal Strateji' veya Federal İçişleri ve İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan 'Ulusal Strateji: Antiziganizmle Mücadele, Katılımın Sağlanması' raporlarında bulunabilir. 

Önemli: Her türlü Yahudi düşmanlığı, Federal Almanya Cumhuriyeti'nin anayasal temeli olan Anayasanın değer ve standartlarına aykırıdır. 

Bu değerler ve yasalar hafife alınamaz ve toplumdaki insanlar tarafından aktif olarak korunmalı ve savunulmalıdır. Bu konuda daha fazla bilgiyi “Ayrımcılığa karşı çıkmak için ne yapabilirim?” başlığı altında ve Anayasa ile ilgili bölümümüzde bulabilirsiniz.

Ayrımcılığa karşı çıkmak için ne yapabilirim?

Aile bireylerinden, tanıdıklarınızdan veya iş arkadaşlarınızdan ayrımcı ifadeler duyarsanız, bu kişileri ayrımcılık konusunda bilgilendirin. Doğru argümanları bilmeniz için sizin de bu konuda kendinizi iyi bilgilendirilmiş olmanız önemlidir. Böylece yanlış bilgi veya komplo teorilerine de yanıt verebilirsiniz. Ayrımcılığa karşı harekete geçmek aynı zamanda kendi düşünce kalıplarınızı gözden geçirme ve sorgulama becerisini de içerir. Günlük hayatta ayrımcı durumlarla karşılaştığınızda, ilgili kişinin yanında durabilir ve medeni cesaret gösterebilirsiniz. Ancak, her zaman kendinizi tehlikeye atmadığınızdan emin olun. Acil bir durum olduğu takdirde polisi arayın. Ayrımcılığa uğrayan sizseniz, mutlaka yardım alın. Bir danışma merkezine başvurabilirsiniz. Sosyal ağlarda nefret yorumları görürseniz, siz de bu yorumlara olumlu cevaplar vererek bir sonraki kullanıcı üzerinde olumlu bir etk yaratabilirsiniz. Aşırı nefret içeren yorumlar genellikle polise de bildirilebilir. Hakaret ve nefret yorumları cezai bir suç oluşturabilir. Bunun için, örneğin ekran görüntüsü alarak kanıt toplayın. “Dilsel ayrımcılık nedir? Ve sosyal medyada nefret söylemine karşı ne yapabilirim?” başlığı altında bu konuda daha fazla bilgi bulabilirsiniz.
Ayrımcılık karşıtı kampanyaları veya yurttaş girişimlerini destekleyerek ya da ayrımcılık karşıtı gösterilere katılarak da aktif olabilirsiniz. Son olarak, demokrasinin en önemli aracının oy kullanmak olduğunu unutmayın.

Unutmayın: Correctiv’in bu konuda hazırladığı Almanca dilindeki interaktif Almanya haritasını inceleyebilirsiniz.

Önemli

Ayrımcılığın demokrasiyi zayıflattığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bir demokraside tüm insanlar özgürce yaşamalı ve aynı zamanda birbirlerinin özgürlüğüne saygı göstermelidir. Bu nedenle azınlıkların haklarının korunması çok önemlidir. Kendileri ayrımcılıktan etkilenmeyen insanlar bile ayrımcılıktan etkilenenlerle dayanışma göstermelidir.

Ayrımcılığa karşı yasal işlem başlatmak istiyorsanız, hızlı hareket etmelisiniz. İşyerinde ayrımcılığa uğradığınızı iki ay içinde bildirmelisiniz. Polis memurlarını ihbar etmek istiyorsanız, bunu üç ay içinde yapmalısınız.